uzanmak

uzanmak
-e
1. 延伸, 扩展, 伸展, 绵延, 绵亘: Dükkânlar yol boyunca uzanıyordu. 路旁商店一家接一家。
2. 被拉长, 被抻长; 处长, 伸长; 拖延, 迁延
3. 躺, 卧, 挺直身子躺, 伸直身子躺下, 直挺挺地躺下: Ben biraz uzanacağım. 我想躺一会儿。Çınarın altına bir hasır sererek uzandı. 他在法国梧桐树下铺了一张席子, 躺在上面。Dinlenmek için divana uzandım. 我躺在沙发上休息。
4. 伸手, 探头, 探身想去够, 伸手想去取: Eriğe uzanıp kopardım. 我伸手摘了个李子。Rafa uzandı, kitabı aldı. 他伸手从书架取下了书。
5. 抵达, 到达, 走到: Kardeşimle deniz kıyısına kadar uzandık. 我同弟弟一直走到海边。Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım. 午后我从希什利一直走到贝伊奥赫卢。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • uzanmak — e 1) Boylu boyunca yatmak Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki. S. F. Abasıyanık 2) Gitmek Öğleden sonra Şişli den Beyoğlu na kadar uzandım. Y. K. Beyatlı 3) nsz Bir alana yayılmak Sokağın dibinden gelen bir elektrik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki seksen uzanmak — alay bir çarpma, vurma sonucu boylu boyunca serilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli harama uzanmak — dinî bakımdan yasaklanmış bir işe yönelmek Eli ne vakit harama uzandı? H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • erişmek — uzanmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • İMTİDAD — Uzanmak. Uzayıp gitmek. Gerilip ve çekilip uzanmak. * Boy. Tul. Uzunluk. * Feza, uzay …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İSTİTALE — Uzanmak. Uzantı. Uzayıp gitmek. * Birisi üzerine faziletlilik dâvasında bulunmak. * Tecvidde: Harf okunduğunda sesin imtidadına, uzamasına denir. Bu harfe müstatıl harfi de denir. Bu sıfat Dad harfine aittir. * Tıb: Vücutta bazı organların… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sünmek — uzanmak, esnemek, hamle etmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kol atmak — 1) bitkinin gövdesinden ayrılan bir dal bir yöne uzanmak 2) mec. çevreye yayılmak, genişlemek, ulaşmak, uzanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarkmak — e, ar 1) Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu. T. Buğra 2) argo Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek 3) hlk. Yolunu uzatmak, uğramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”